Sen et yiyorsun ben de minci yiyeyim

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaş çay alım fiyatını açıkladı. Rizeli çay üreticileri çay alım fiyatının 10 lira olmasını beklerken 7 liraya razı olduklarını dile getirdi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize Havalimanı’nın açılış töreninde, 2022 yılı yaş çay alım fiyatını açıkladı. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, söz konusu açıklamasında, “Bu yıl yaş çay alımlarında uygulanacak taban fiyatı yüzde 73’ün üzerinde bir artışla 6 lira 70 kuruşa, kilogramda 13 kuruş olan destekleme fiyatını da yüzde 130’un üzerinde artışla 30 kuruşa çıkarıyoruz” ifadelerini kullanmıştı. 

“DOĞRUYU KONUŞTUM MU HEMEN GELİYOR JANDARMA ALIYOR SENİ”

Rize’deki çay üreticileri, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı yeni yaş çay fiyatlarının kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını söylerken, “40 tane fabrika var. Hiçbir tanesi doğru dürüst kapasite ile çalışmıyor. Arayan yok, soran yok. Verdik 7 lira, millet de alkışlıyor. Verdin, tamam Allah razı olsun, verdin. Ama bunları benden al. Beni üç-beş tane şeye mahkum etme. Ben zaten 500 kilo çay kesiyorum bunun 200’ünü alıyorsun benden, 300’ünü ben ne edeceğim? Dökeyim onu da ne yiyeyim? 995 lira doğal gaz parası geldi. 620 milyon (620 lira) elektrik parası geldi. Veriyorsun bana 3 bin 200 lira maaş bu onları ödüyor. Kiram da var benim, ben ne yiyeceğim? Hırsızlık mı edeyim 70 yaşından sonra? Öyle adam var ki beş tane maaş alıyor. Doğruyu konuştun mu hemen geliyor Jandarma alıyor seni. ‘Sen yanlış konuştun’ diye, neyi yanlış konuştum? Sen et yiyorsun ben de minci yiyeyim.” şeklinde açıklamada bulundu

“ÇAYI DEVLET ALSA ÇOK GÜZEL”

Çay üreticisi bir kadın ise AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı yaş çay fiyatını yeterli bulmadığını belirterek, “Hiç iyi bulmadık, 10 milyar (10 bin lira) gübre. Biz 10 lira bekliyorduk çay fiyatını. Çayı devlet alsa çok güzel. 7 liraya da razıyız ama devlet almıyor onu. Özel sektör alıyor veriyor ona 2 buçuk. Çok zarar ediyoruz. Yağmurluktur, başlıktır, araba parasıdır; kontağı çeviriyor 150 lira alıyor araba parası. Çok zor, maliyetler yüksek. 8 ton çayım var 20 milyar (20 bin lira) para verdim gübreye. Bir evin çayı gübreye gidecek işte. Çayı devlet alsın bu fiyata razıyız. Özele yeter ki çay vermeyelim.” ifadesini kullandı.

“AÇIKLANAN FİYAT OLMASI GEREKENİN ÇOK ALTINDA”

AKP hükümetinin gerçek enflasyonu gizlediğini, açıklanan çay fiyatının olması gerekenin çok altında olduğunu ifade eden  Saadet Partisi Rize İl Başkanı Av. Muhammet Kaçar ise, “Türkiye’de TÜİK enflasyon oranı yüzde 70’ler seviyesinde ancak bunun gerçek enflasyon oranı ile aynı değil. Milletimiz markete, manava, kasaba gittiğimizde artışın asgari yüzde 200 olduğunu gözlemliyoruz. Öte yandan çay ürününün elde edilmesinde en önemli girdi maliyetlerinden olan gübre fiyatı da geçen yıla oranla yüzde 300’e yakın bir oranda artış olmuştur. Bir diğer girdi maliyeti olarak gördüğümüz petrol fiyatları da yüzde 300’ü artan bir atış söz konusudur. Bütün bu hususlar dikkate alındığında reel olan, açıklanan çay fiyatının olması gerekenin oldukça altında olduğunu ifade etmek istiyoruz. Bunu ifade ederken bazı hemşerilerimiz ‘neden şükretmiyoruz’ şeklinde serzenişlerde bulunuyorlar. Biz elbette şükürden aciz değiliz fazlasıyla şükrediyoruz ancak geçmişe baktığımızda çay üretimiyle elde edilen para ile insanlar çocuklarını evlendirir, evlilik esnasında ihtiyaç duyacağı evin donanımını sağlar, mobilyasını yaparlardı çay parası ile. Hatta bundan öte bir yıl boyunca almış olduğu ürün ile evine ikinci kat çıkabiliyordu. Çayı biraz fazla olan bir üretici mahsulünden aldığı ücretle o yıl bir ev alabiliyordu. Ancak bugün çay parası ile sadece yıllık iaşe ihtiyacımızı karşılama noktasına gelmiştir. Bugün itibarıyla asgari olarak 10 TL olması gerektiğini çay fiyatının açıklamasından önce bu görüşümüzü ifade etmiştik. Yine aynı görüşte olduğumuzu ifade etmek istiyorum.” açıklamasında bulundu.

“KİM BU FİYATI MAKUL GÖRÜYORSA ÜRETİCİYE İHANET EDİYOR”

Açıklanan yaş çay fiyatının üretici için yeterli olmadığını ve kabul edilmeyecek bir fiyat olduğunu belirten CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz ise şunları söyledi:

“Açıklanmış olan fiyata göre yapılan yüzde 75’lik bir zamdan bahsediyorlar. Halbuki üretici fiyatlarının yıllık enflasyon oranı yüzde 120’nin üzerinde. Tüketici fiyatlarındaki enflasyona baktığımızda ise yüzde 170’in üzerinde. Neyin zammını yapmışlar biz merak ediyoruz. O anlamda yapılan zam, rakam olarak yüksek gösterilse bile yaşamın kendi gerçekliğinde bugün gelmiş olduğu noktada kesinlikle yeterli bir rakam değildir. Şu ana kadar çay fiyatları her zaman gübre fiyatlarının üzerinde açıklanmıştır. İşin doğası gereği bu şekilde olmalıdır. En azından bir kilo çay fiyatı ile bir kilo gübre alamıyorsanız bu işte zarar etmişsiniz demektir. Şu ana kadar yapılan uygulamalarda bir kilo çay fiyatıyla en azından bir buçuk kilo gübre alabiliyordunuz. Yaş çaya verilen 7 TL alım uygulamasını kabul etmek üreticiye ihanet etmek demektir. Kim bu fiyatı makul mantıklı ve çok güzel görüyorsa o da aslında çay üreticilerine ihanet etmiş oluyor. Çünkü gerçek maliyet 10 TL’nin üzerindedir. Eğer siz çay üreticilerine açıklamış olduğunuz fiyatı açıklamazsanız çay üreticisi tarlaya girmez. Tarlaya girmezse çay toplanmaz. Çay toplanmazsa Türkiye’de var olan tüketicilerin talebini karşılayamaz ve bunun sonucunda yurtdışından ithalatın önü açılır. Çayda oyun büyüktür, bu oyuna alet olanlarsa çay üreticisine ihanet etmiştir.

“TABAN FİYATINI CUMHURBAŞKANI ENGELLEDİ”

Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı havaalanı açılış yaparken taban fiyat olarak açıkladı. Bunu buradan kendisine hatırlatıyoruz, Sayın Cumhurbaşkanı yaş çayda taban fiyat uygulaması yok çünkü bunu siz engellediniz. Taban fiyat uygulamasının hayata geçmesi yani açıklanan yaş çay fiyatının altında alım yapılmasını yasaklayan taban fiyat uygulaması için biz iki kere kanun teklifi verdik, ikisini de reddettiniz. Yani demek ki çay üreticilerinin en büyük talebi olan taban fiyat uygulamasını hayata geçirmeyen sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sayın Cumhurbaşkanı, yaş çayda taban fiyat uygulaması yok. Çünkü bunu siz engellediniz. Engellemeye de devam ediyorsunuz. Çay üreticilerine yapacağınız en büyük iyilik, yaş çayda taban fiyat uygulaması önündeki engelleri kaldırmanız ve çay kanunu nu hayata geçirmenizdir.

“ÖZEL SEKTÖRÜN İSTEĞİ DOĞRULTUDA FİYAT AÇIKLANDI”

Eğer taban fiyat uygulamasını hayata geçirmediğiniz zaman özel çay fabrikaları eskisinden farklı olmayacaktır, aynı süreç devam edecektir. Bugün kuru çaya yüzde 40’ın üzerinde zam yapıldı. Yaş çaya yapılan zam nedir yüzde 75. Aslında burada bir film olduğunu da görüyoruz. Sayın cumhurbaşkanı bu çay fiyatını belirlerken kesinlikle Rize Ticaret Borsası ile oturup konuşmuştur. Onların ortaklığıyla bu fiyat açıklanmıştır. Bu fiyatın bu kadar az açıklanmasında ise bu görüşme etkili olabilir. Görüşüldüğünü bilmiyorum, görüşülmüştür diye tahmin yürütüyorum çünkü açıklanmış olan iki rakam arasındaki uyuma baktığınız zaman bunun da böyle olduğunu görüyoruz. Demek ki açıklanan yaş çay fiyatı özel sektörün onayı doğrultusunda açıklanmıştır. Bu da çok kabul edilebilir bir şey değil. Hiç kimse özel sektör çay fabrikasına karşı değil biz de değiliz. Çünkü karşı olamazsınız mantığı yok. Türkiye’deki kurulu gücün yarısı özel sektöre ait yarısı ÇAYKUR’a ait. Özel sektör çay almazsa çayda çok büyük sıkıntı yaşanır mı yaşanır. Ama bu işin öznesi çay üreticisidir. Üreticinin hakkını korumazsanız onun emeğini vermezseniz yarın bir gün özel sektörde bu çay fabrikalarını kapatmak zorunda kalır. Çünkü kimse çay toplamaz bu sefer. İlk önce çay üreticisini koruyacaksınız güçlendireceksiniz ki çay oluşsun çay toplansın. Ama ben Türkiye’deki asıl amacın Çay üreticisini korumak ya da Türk Çay tarımını korumak olduğunu düşünmüyorum başka büyük hesaplar vardır. Ve ne yazık ki buna destek veren kendisini çay üreticilerinin destekçisi olarak gösteren insanlarımız var bu da işin acı yönlerinden bir tanesi.

“ÇAY ÜRETİCİSİ KORUNMAK ZORUNDADIR”

Çay politik bir ürün değildir, ulusal bir üründür. Ulusal güvenlikle ilgili bir üründür. Dünyada en çok çay tüketen ülke biziz. Eğer siz kendi topraklarınızda çay üretmezseniz yurtdışından çay almak zorunda kalacaksınız. İki buçuk milyar dolardan bahsediliyor, belki de daha fazla bir rakam. Bu aynı zamanda Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine de aykırı bir şeydir. Bu ilkeler çok basit ve nettir. Tükettiğini üreteceksin. Çay tarımı onun için Türkiye’ye getirilmiştir. Ama şu an da bu sektörde yapılan şey bazı bileşenlerle birlikte Cumhuriyetin bu temel ilkesi çiğnenmeye çalışılıyor. Bu da bizlerin kabul edebileceği bir olay değildir.

“SİZ SARAYDA OTURUP KAFANIZA GÖRE DEVLET POLİTİKASI ÇİZEMEZSİNİZ”

Bir kez daha söylüyoruz çay üreticisi korunmak zorundadır, çay üreticisi desteklenmek zorundadır, diğer tüm üreticilerin olduğu gibi onların da desteklenmesi gerekiyor. Bu devletin en önemli görevidir. Bu görevden hiçbir hükümet kaçamaz çünkü bu devlet politikasıdır. Siz devlet politikasına aykırı ben kafama göre sarayda oturuyorum diye sarayda oturup bu politikayı çizemezsiniz. Bu politikayı ortadan kaldıramazsınız. Çay alım fiyatı en az 10 TL olmalıdır. Çaydaki destekleme primleri 17 kuruş artırım yapıyorsunuz 7 sene üzerine 17 kuruş arttırmak çay üreticisiyle dalga geçmek demektir. Şu anki hükümet açıklamış olduğu 17 kuruş destekleme artırımıyla çay üreticisiyle dalga geçmiştir. Enflasyonun yüzde 100’ün üstünde olduğu dolar kurunun gelmiş olduğu noktada çay üreticisinin maliyeti sadece gübre midir? Gübreye yüzde 300’ün üzerinde zam yapıyorsunuz, mazota zam geliyor, işçiliğe zam geliyor, üretimde kullandığımız her şeye zam geliyor. Yaşamınıza zam gelmiş. Vatandaşların yaşamları pahalılaşmış. Yaşam pahalılığının bu kadar yüksek olduğu  bir yerde yüzde 70 zam yapılmıştır bunu doğru makul karşılıyoruz demek baştan söylemiş olduğum gibi çay üreticilerine yapılmış en büyük haksızlıktır.” (Karadeniz)