deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler acotr.org bonus veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler bahis siteleri casino siteleri deneme bonusu veren siteler

Haşim Albayrak
Köşe Yazarı
Haşim Albayrak
 

TRABZON'DA SPOR ALANINDA BAŞARIYI OLUŞTURAN FAKTÖRLER

Trabzonlu Trabzon’da yaşadığı için başarılı olmak zorundadır. “Bir tarafta dik vadiler, bir tarafta sarp dağlar. Bir tarafta göklere çarpan azgın dalgalar İşte KARADENİZ ve KARADENİZ sahili; Göklerde yükselen bu azgın dalgaların üstünde cirit oynayan delikanlılar, Karadeniz dünyanın en fazla gönül çeken yerlerinden biridir. Tanrının yarattığı her şey Karadeniz’de cesur ve heyecanlı. Orada hiçbir varlık yumuşak ve hafif olamaz. Coşkun akışlı suları, sert toprakları, şiddetli rüzgarları ve bütün bunları mağlup etmek için mütemadiyen çarpışan Karadenizli”[1] diyor Necati Balaşoğlu. Evet, Karadenizli, Trabzonlu, doğayı, hayatı, kendini yenileyebilmek için mütemadiyen çarpışmaktadır. Bu mücadele Trabzonluyu sağlıklı, mücadeleci, sportmen bir insan yapar. Sağlık konusu, Trabzon’da doğan, çocukluk dönemini Trabzon’da yaşayan Cihan Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ında hayat felsefesidir. Alem icre muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. “Kanuni’nin sağlıkla bu derece ilgilenmesinin nedenlerini Trabzon’da aramak gerekiyor” diyor, ünlük Trabzonlu tarihçi Mahmut Goloğlu.[2] Kanuni’nin hayat felsefesi yaptığı “sağlıklı olmak” için Trabzonlu farkına varmadan sporcudur. Doğanın etkisiyle sporcudur, folklorun etkisiyle sporcudur. Anadolu tarihinde belki de ilk spor müsabakaları Trabzon’da yapılmıştır. Anabasis adlı kitabında, İran’a yaptığı seferde yenilerek geri dönen Yunan Ordusu’nun Trabzon’da yerli halk ile spor müsabakası yapması için sporcular seçtiği, bunlarla Trabzonlu sporcuların, boks, pankreas, atletizm, at yarışı gibi sporlar yaptığı yazılıdır.[3] Bu karşılaşmaları bayan seyircilerin seyretmesi de dünya da ilk kez olmuştur. Öte yandan “Anadolu’da Uluslararası spor karşılaşmaları ilk kez Trabzon’da yapılmıştır” diyebiliriz. Evet, 2393 sene önce Trabzonlular, Giritliler ve Yunanlıların spor müsabakalarından daha eskisi yapılmamış. Yapılsa da henüz bulunmamış. Trabzonlu, Trabzon’da yaşamaya başladığından bu yana yaşamak için sporcu olmuş. Farkına varmadan okçu olmuş, atlet olmuş, atıcı olmuş, güreşçi olmuş, boksör olmuş, yüzücü olmuş. Trabzonlu, maniaları atlarken atlet olduğunu düşünmemiş, Karadeniz’in hırçın sularında yüzerken yüzücü olduğunu düşünmemiş, hamsi, balık avlarken, balıkçılık yaparken, avcılık yaparken spor yaptığını düşünmemiş. Dağları, bayırları aşarken, yaylacılık yaparken dağcılık, izcilik, kampçılık yaptığını düşünmemiş, kısaca yaşarken spor yaptığını düşünmemiş. Muhterem dostum Amerikalı Antropolog Prof. Michael E. Meeker şöyle demektedir:[4] “... Benzer savaşçı nitelikler Doğu Karadeniz Türkleri arasında görülür. XIX. yy. başlarında, Trabzon’daki İngiliz Konsolos yardımcısı şehrin doğusundaki köylüleri şöyle anlatıyor: Yiğit, çalışkan ve cesur bir ırk, nereye hangi nedenlerle giderlerse gitsinler, sırtlarında asılı taşıdıkları kısa tüfekleri kullanmakta ustadırlar ve asker olarak büyük ünleri vardır. İstanbul Tophane’ye belli sayıda adam gönderilmesi için daima buraya istek yapılırdı. (Trabzonlunun asker, atıcı, nişancı oluşunun göstergesi).” Michael E. Meeker, Karadenizli, Trabzonlu Türklerin savaşçılıklarını silah kullanmaktaki, atıcılıktaki becerilerini örnek vererek anlatır. Bütün bunlar Trabzonlunun her alanda başarılı olduğunun göstergesidir. En büyük din alimleri, en büyük bilim adamları, sporcular, genel kurmay başkanları, Cumhurbaşkanları Trabzon’dan çıkmadı mı hatta en kabadayılar bile. O halde Trabzonlunun başarısı olarak görmek gerek. Şimdi düşünelim. Nedir, başarı? Yalçın Alpay, başarıyı ve Doğu Karadenizliyi şöyle anlatıyor:[5] “... Bireyin başarılı olabilmesinin ön koşulu, zihin yapısını başarıya açık tutmasıdır. Öncelikle başarıyı istemesidir. Ve çocukluğunun daha ilk dönemlerinde başarıya karşı duyarlı olması, koşullanmasıdır. Bunu gerçekleştirebilmek gerekli ortamı ona hazırlamakla olur. Başarı; bireyin öyle tek başına elde edebileceği soyut, rastlantısal bir olgu değildir. Birey, tarihsel kültür birikiminin bir uzantısıdır. Bireydeki başarı, içinde yaşadığı toplumsal kültür birikimini onun yetenekleri doğrultusunda açığa çıkması, dışlamasıdır. Bireyin zihnini oluşturan, yönlendiren, işleyen, ona belirli düşünce alışkanlıkları ve güdüler aşılayan, içinde yetiştiği kültür ortamıdır. Kişi, düşünce, duygu, dünya görüşü ile içinde yaşadığı çevreye bağlıdır ve onun bir ürünü olma durumundadır. Doğu Karadeniz insanı, başarının elde edilmesi yönünden, uygun koşulların oluşturduğu bir ortamın içinde doğup büyümektedir. Aile halkasından başlamak üzere, yaşadığı çevreden sürekli destek, teşvik, bazen de baskı görerek başarıya karşı bileylenmekte, koşullanmaktadır.” Başarıya ulaşmada Trabzonluya gereken her şey vardır. Tarih, kültür, folklor, doğa, etnik yapı birlikte Trabzonluyu başarıya götürmektedir. Tarih dedik. Anadolu’da ilk spor karşılaşmaları Trabzon’da yapılmış. Kavak meydanı yüzyıllar değil çağlar boyunca Trabzonlunun spor alanı olmuş, en üst düzey sporcular yetişmiştir. Doğa dedik. Hırçın doğa, insanı zorunlu çalışmaya sevk etmiştir. Sürekli çalışan insan da işleyen demir misali dinamik, sportmen yapılı olmuştur. Kültür dedik. Trabzon, yüzyıllar önemli eğitim yerlerinden olmuştur. Bir çok şehrin, kasabanın merkezi durumunda olmuştur. Birçok uygarlığın son kapısı olmuştur. Batı uygarlıklarının son doğu noktası ile doğu uygarlıklarının son batı noktasını oluşturmuştur. İmparatorluklara, devletlere başkent olmuştur. Roma İmparatorluğu’na, İran Pers İmparatorluğu’na, Selçuklulara, Moğollara, Timur’a, Osmanlılara kafa tutmuştur. Bütün bu faaliyetler Trabzon’u kültür bakımından çok zengin kılar. Folklor dedik. Yöre folkloru olan horon oyunu, dünyanın en hızlı oyunlarından biridir. Bu oyunu oynamak ancak sportif bünyeye uygundur. Eh her Trabzonlu horonu bildiğine, oynadığına göre demek ki Trabzonluları komple sporcu saymak gerekir. Etnik yapı dedik. Trabzon’da çağlar boyu bir çok uygarlık dönemi yaşandığından Trabzon’un etnik yapısı da zengindir. İlk çağdan bu yana Trabzon’da yerli, Türk asıllı kavimler, Yunanlılar, Miletliler, Romalılar, İranlılar, Bizanslılar, Kafkas kökenli halklar, Hıristiyan Türkler, Müslüman Türkler hakim olmuştur. Müslüman Türklerde, Fatih’in Trabzon’u fethetmesinden sonra Anadolu’nun değişik yerlerinden, Kafkaslardan, Irak’tan, Trakya’dan gelip Trabzon’a yerleşerek kendilerinden önceki halkla karışmışlardır. Her ırkın, her yörenin kendine has sporları Trabzon’da toplanmıştır. Bu sporlar dönem dönem yaygın olmuş, sonra önemini yitirmiştir. Örneğin cirit oyunu, Trabzon’a fetihten sonra girmiş, fakat gerekli alt yapısı olmadığından zamanla değerden düşmüştür. Sonuç olarak Trabzonlular kadınlı erkekli sportif yapıya sahiptir. Farkına vararak ya da farkına varmadan tabii yaşantılarını sürdürürken spor yaparlar. Başarıya ulaşmada gerekli altyapı olduğu için Trabzonlu sporda ve hemen hemen her alanda başarılı olurlar. Haşim ALBAYRAK Spor Yönetim Bilimleri Uzmanı- Tarihçi   [1] Necati Balaşoğlu, Karadeniz Destan ve Deyişleri, İstanbul, 1946, sf. 10 [2] Mahmut Goloğlu, Trabzon Tarihi, Ankara, 1975, sf. 25 [3] Ksenophon, Anabasis (Onbinlerin Dönüşü) çev. Tanju Gökçöl, Hürriyet Büyük Klasikler Dizisi, İstanbul, 1974, sf. 106-107 [4] Michael, E. Meeker, Karadeniz Türkleri Irksal ve Kültürel Geçmişlerine Bir Bakış Çev. Sara Hüdaverdi, İstanbul, 1977, sf. 186-187 [5] Yalçın Alpay, Başarının Oluşumu ve Trabzonlular, İstanbul, 1977, sf. 136-13
Ekleme Tarihi: 16 Haziran 2021 - Çarşamba

TRABZON'DA SPOR ALANINDA BAŞARIYI OLUŞTURAN FAKTÖRLER

Trabzonlu Trabzon’da yaşadığı için başarılı olmak zorundadır.

“Bir tarafta dik vadiler, bir tarafta sarp dağlar.

Bir tarafta göklere çarpan azgın dalgalar

İşte KARADENİZ ve KARADENİZ sahili;

Göklerde yükselen bu azgın dalgaların üstünde cirit oynayan delikanlılar,

Karadeniz dünyanın en fazla gönül çeken yerlerinden biridir.

Tanrının yarattığı her şey Karadeniz’de cesur ve heyecanlı. Orada hiçbir varlık yumuşak ve hafif olamaz. Coşkun akışlı suları, sert toprakları, şiddetli rüzgarları ve bütün bunları mağlup etmek için mütemadiyen çarpışan Karadenizli”[1] diyor Necati Balaşoğlu.

Evet, Karadenizli, Trabzonlu, doğayı, hayatı, kendini yenileyebilmek için mütemadiyen çarpışmaktadır. Bu mücadele Trabzonluyu sağlıklı, mücadeleci, sportmen bir insan yapar. Sağlık konusu, Trabzon’da doğan, çocukluk dönemini Trabzon’da yaşayan Cihan Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ında hayat felsefesidir.

Alem icre muteber bir nesne yok devlet gibi

Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.

“Kanuni’nin sağlıkla bu derece ilgilenmesinin nedenlerini Trabzon’da aramak gerekiyor” diyor, ünlük Trabzonlu tarihçi Mahmut Goloğlu.[2] Kanuni’nin hayat felsefesi yaptığı “sağlıklı olmak” için Trabzonlu farkına varmadan sporcudur. Doğanın etkisiyle sporcudur, folklorun etkisiyle sporcudur.

Anadolu tarihinde belki de ilk spor müsabakaları Trabzon’da yapılmıştır. Anabasis adlı kitabında, İran’a yaptığı seferde yenilerek geri dönen Yunan Ordusu’nun Trabzon’da yerli halk ile spor müsabakası yapması için sporcular seçtiği, bunlarla Trabzonlu sporcuların, boks, pankreas, atletizm, at yarışı gibi sporlar yaptığı yazılıdır.[3] Bu karşılaşmaları bayan seyircilerin seyretmesi de dünya da ilk kez olmuştur. Öte yandan “Anadolu’da Uluslararası spor karşılaşmaları ilk kez Trabzon’da yapılmıştır” diyebiliriz. Evet, 2393 sene önce Trabzonlular, Giritliler ve Yunanlıların spor müsabakalarından daha eskisi yapılmamış. Yapılsa da henüz bulunmamış.

Trabzonlu, Trabzon’da yaşamaya başladığından bu yana yaşamak için sporcu olmuş. Farkına varmadan okçu olmuş, atlet olmuş, atıcı olmuş, güreşçi olmuş, boksör olmuş, yüzücü olmuş. Trabzonlu, maniaları atlarken atlet olduğunu düşünmemiş, Karadeniz’in hırçın sularında yüzerken yüzücü olduğunu düşünmemiş, hamsi, balık avlarken, balıkçılık yaparken, avcılık yaparken spor yaptığını düşünmemiş. Dağları, bayırları aşarken, yaylacılık yaparken dağcılık, izcilik, kampçılık yaptığını düşünmemiş, kısaca yaşarken spor yaptığını düşünmemiş. Muhterem dostum Amerikalı Antropolog Prof. Michael E. Meeker şöyle demektedir:[4]

“... Benzer savaşçı nitelikler Doğu Karadeniz Türkleri arasında görülür. XIX. yy. başlarında, Trabzon’daki İngiliz Konsolos yardımcısı şehrin doğusundaki köylüleri şöyle anlatıyor:

Yiğit, çalışkan ve cesur bir ırk, nereye hangi nedenlerle giderlerse gitsinler, sırtlarında asılı taşıdıkları kısa tüfekleri kullanmakta ustadırlar ve asker olarak büyük ünleri vardır. İstanbul Tophane’ye belli sayıda adam gönderilmesi için daima buraya istek yapılırdı. (Trabzonlunun asker, atıcı, nişancı oluşunun göstergesi).”

Michael E. Meeker, Karadenizli, Trabzonlu Türklerin savaşçılıklarını silah kullanmaktaki, atıcılıktaki becerilerini örnek vererek anlatır.

Bütün bunlar Trabzonlunun her alanda başarılı olduğunun göstergesidir. En büyük din alimleri, en büyük bilim adamları, sporcular, genel kurmay başkanları, Cumhurbaşkanları Trabzon’dan çıkmadı mı hatta en kabadayılar bile. O halde Trabzonlunun başarısı olarak görmek gerek. Şimdi düşünelim. Nedir, başarı?

Yalçın Alpay, başarıyı ve Doğu Karadenizliyi şöyle anlatıyor:[5]

“... Bireyin başarılı olabilmesinin ön koşulu, zihin yapısını başarıya açık tutmasıdır. Öncelikle başarıyı istemesidir. Ve çocukluğunun daha ilk dönemlerinde başarıya karşı duyarlı olması, koşullanmasıdır. Bunu gerçekleştirebilmek gerekli ortamı ona hazırlamakla olur.

Başarı; bireyin öyle tek başına elde edebileceği soyut, rastlantısal bir olgu değildir. Birey, tarihsel kültür birikiminin bir uzantısıdır. Bireydeki başarı, içinde yaşadığı toplumsal kültür birikimini onun yetenekleri doğrultusunda açığa çıkması, dışlamasıdır. Bireyin zihnini oluşturan, yönlendiren, işleyen, ona belirli düşünce alışkanlıkları ve güdüler aşılayan, içinde yetiştiği kültür ortamıdır. Kişi, düşünce, duygu, dünya görüşü ile içinde yaşadığı çevreye bağlıdır ve onun bir ürünü olma durumundadır.

Doğu Karadeniz insanı, başarının elde edilmesi yönünden, uygun koşulların oluşturduğu bir ortamın içinde doğup büyümektedir. Aile halkasından başlamak üzere, yaşadığı çevreden sürekli destek, teşvik, bazen de baskı görerek başarıya karşı bileylenmekte, koşullanmaktadır.”

Başarıya ulaşmada Trabzonluya gereken her şey vardır. Tarih, kültür, folklor, doğa, etnik yapı birlikte Trabzonluyu başarıya götürmektedir.

Tarih dedik. Anadolu’da ilk spor karşılaşmaları Trabzon’da yapılmış. Kavak meydanı yüzyıllar değil çağlar boyunca Trabzonlunun spor alanı olmuş, en üst düzey sporcular yetişmiştir.

Doğa dedik. Hırçın doğa, insanı zorunlu çalışmaya sevk etmiştir. Sürekli çalışan insan da işleyen demir misali dinamik, sportmen yapılı olmuştur.

Kültür dedik. Trabzon, yüzyıllar önemli eğitim yerlerinden olmuştur. Bir çok şehrin, kasabanın merkezi durumunda olmuştur. Birçok uygarlığın son kapısı olmuştur. Batı uygarlıklarının son doğu noktası ile doğu uygarlıklarının son batı noktasını oluşturmuştur. İmparatorluklara, devletlere başkent olmuştur. Roma İmparatorluğu’na, İran Pers İmparatorluğu’na, Selçuklulara, Moğollara, Timur’a, Osmanlılara kafa tutmuştur. Bütün bu faaliyetler Trabzon’u kültür bakımından çok zengin kılar.

Folklor dedik. Yöre folkloru olan horon oyunu, dünyanın en hızlı oyunlarından biridir. Bu oyunu oynamak ancak sportif bünyeye uygundur. Eh her Trabzonlu horonu bildiğine, oynadığına göre demek ki Trabzonluları komple sporcu saymak gerekir.

Etnik yapı dedik. Trabzon’da çağlar boyu bir çok uygarlık dönemi yaşandığından Trabzon’un etnik yapısı da zengindir. İlk çağdan bu yana Trabzon’da yerli, Türk asıllı kavimler, Yunanlılar, Miletliler, Romalılar, İranlılar, Bizanslılar, Kafkas kökenli halklar, Hıristiyan Türkler, Müslüman Türkler hakim olmuştur. Müslüman Türklerde, Fatih’in Trabzon’u fethetmesinden sonra Anadolu’nun değişik yerlerinden, Kafkaslardan, Irak’tan, Trakya’dan gelip Trabzon’a yerleşerek kendilerinden önceki halkla karışmışlardır. Her ırkın, her yörenin kendine has sporları Trabzon’da toplanmıştır. Bu sporlar dönem dönem yaygın olmuş, sonra önemini yitirmiştir. Örneğin cirit oyunu, Trabzon’a fetihten sonra girmiş, fakat gerekli alt yapısı olmadığından zamanla değerden düşmüştür.

Sonuç olarak Trabzonlular kadınlı erkekli sportif yapıya sahiptir. Farkına vararak ya da farkına varmadan tabii yaşantılarını sürdürürken spor yaparlar. Başarıya ulaşmada gerekli altyapı olduğu için Trabzonlu sporda ve hemen hemen her alanda başarılı olurlar.

Haşim ALBAYRAK

Spor Yönetim Bilimleri Uzmanı- Tarihçi

 

[1] Necati Balaşoğlu, Karadeniz Destan ve Deyişleri, İstanbul, 1946, sf. 10

[2] Mahmut Goloğlu, Trabzon Tarihi, Ankara, 1975, sf. 25

[3] Ksenophon, Anabasis (Onbinlerin Dönüşü) çev. Tanju Gökçöl, Hürriyet Büyük Klasikler Dizisi, İstanbul, 1974, sf. 106-107

[4] Michael, E. Meeker, Karadeniz Türkleri Irksal ve Kültürel Geçmişlerine Bir Bakış Çev. Sara Hüdaverdi, İstanbul, 1977, sf. 186-187

[5] Yalçın Alpay, Başarının Oluşumu ve Trabzonlular, İstanbul, 1977, sf. 136-13

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve araklimanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.